Uyuyordum, telefon çaldı. Kim arıyor
diye bakmadan açtım. Şafak dedi karşıdaki ses, vefat etmiş dedi. İnanamadım,
dondum kaldım. Sordum duyduğumdan emin olduğum ama kabullenemediğim soruyu.
Başımız sağ olsun dedi. Rüyadır dedim kendi kendime, kabustur bu olsa olsa. Gözlerimi
kapadım sıkıca, tekrar açtım. Ben uyanmıştım ama sen uyanamadın.
Daha cuma günü iş yerinde
karşılıklı oturuyorduk. Bölgelerimizden gelen hataları düzeltiyorduk. Keşke bu
kadar kolay olsa yanlışı düzeltmek. Bir telefonla, bir tıkla, bir çizgiyle
geriye dönmek. O zaman sen de olurdun şimdi yanımızda, kaybetmezdik seni.
Babaannenin vefatından dolayı
durgundun bir haftadır. Klasik laflar ettim sana; ecel dedim, mekanı cennet
olsun dedim, hepimizin başına gelecek olan bu dedim. Hissettin de mi söyledin “Ölüm
bu bugün şurada yarın burada” derken. Şimdi klasik cümleleri senin için
kuruyoruz. Kişiler değişti, acılar büyüdü. Acılar büyüdükçe kifayetsizleşiyor
kelimeler. Sussak olmuyor, konuşsak eksik kalıyor bir şeyler. Betimleyemiyor, anlatamıyor içimizdekileri.
Bugün defnettik naşını. Soğuktu
Arıköy, ayazdı. Omuzlarda büyüdün bir dev gibi. Sen büyüdükçe içimizdeki yangın
büyüdü, ne ayaz söndürebildi içimizdeki ateşi, ne gözyaşlarımız. Sarıldık
birbirimize, kardeşlerine, babana, amcana, akrabana, köylüne… Sarıldık ve ağladık…
En hızlımızdın sen. Kendi alanını
hepimizden önce ilk sen bitirmiştin. Şaşmış kalmıştık duyunca, imrenmiştik. Helal
olsun demiştik sana, aynı bugün imam sorduğunda “Helal Olsun!” diye bağırırken
ki gibi, ama bu kez bir fark var, sen musalla taşındasın, biz cenaze namazında.
Yaşamda da bu kadar hızlı olmak zorunda mıydın? Bu kadar çabuk gelmek zorunda
mıydın sona?
Hala inanamıyoruz biliyor musun? Kötü
bir şaka bu diyoruz birbirimize. Pazartesi daireye gelince, karşımıza çıkıp “Şaka!” diye bağırmanı bekliyoruz
hepimiz. Keşke böyle olsa, keşke…
Yazılacak o kadar çok şey var ki,
ancak anlatabilecek kelime yok bu acıyı. “Her ölüm erken ölümdür.” demiş ya
şair. Senin ki çok erkendi be Şafak, çok erkendi.
Mekanın cennet olsun kardeşim,
nur içinde yat…
[osgi]