8 Temmuz 2010 Perşembe

şarap kokan imgeler

Zihnimdeki çarpık kentleşmeden ötürü üst üste binmiş düşünceler, bir üniversite öğrencisinin odası gibi oraya buraya dağılmış, içlerinden kendime ait olanları seçmeye zorlanıyorum. Ne zaman olacağını bilmediğim bir depremle yıkılacaklar ve acaba hangileri enkaz altından sağ salim çıkabilecek? İşte bu aralar kendime sık sık bu soruyu soruyorum.

Düşünceleri şaraba benzetirim bazen zihinleride mahzene. En önemli fark ise şarap içildiğinde sarhoş eder insanı düşünceler saklandığında. Yıllanmış düşüncelerle yaşlanan bedenlerin çakırkeyif yaşamlarına yan masadan gönderilen bir meze tabağıymışcasına daldığınızı düşünün bir an. Hafif küf kokan muhabbetlerin ortasındasınız şimdi. Keşkeler pişmanlıklar diz boyu kimi sevdiğini söyleyememiş olmanın acısını anlatıyor düşüncesini yudumlarken kimisi asla geri gelmeyecek bir trenin yıllar önce gidişini ölümsüzleştiren resmine dalıyor. Sizse çatal çatal tükeniyorsunuz. Dibinizin sıyrılmasıyla sona erecek olan misafirliğinizden yanınıza kar kalan etkilere yan etki mi dersiniz? Bundan sonraki yaşamınız o etkilerin etkisinde o hikayelerden çıkardığınız derslerin çerçevesinde gelişecek. Sizde bir gün mahzeninizden çıkardığınız şarabı içerken bir meze tabağıyla dertleşip ölümsüzleştireceksiniz anılarınızı. Unutmadan ekleyeyim düşünce ve şarap arasındaki en büyük benzerlikte en eski olanı her zaman en değerlisidir ve hiçbir zaman onu ne açmaya ne de atmaya kıyamazsınız…
..OSGİNİZ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder